28.05.2009

kafi. (şapkalı a)

bence kafi (şapkalı a) ya...gerçekten kafi..uzatmanın ne anlamı var ne de gereği..üç kuruşluk,içini gerekli ya da gereksiz -gerekliliğinin de ne derece gerekli olduğu tartışılır- belli belirsiz nerden çıktığımızı bilmediğimiz nereye gireceğimizi de bilmediğimiz bir oyun küpünün içindeyiz..en azından ben içindeyim..her bir adımda, 3x3 lük oyunküpünde bir kırmızının yanına diğerini getirmeye çalışırken, bir bakmışım ki küpün başka tarafında zarzor yanyana getirmeye çalıştığım yeşiller kaybolmuş,bütün karelere farklı renkler yerleşmiş..işte bu noktada denge bozuluyor..halk arasında sabır küpü de dediğimiz bu oyun küpü, bir de ne göreyim etrafımı sarmış..bir yerde yeşiller bir yerde kırmızı, beyaz, sarı, mavi derken..hayat sadece bu renklerden olşur hale geliyor.hani mor, hani kahverengi,pembe,turkuaz...kafi bence ya..artık uğraşmamalı, ağızlar konuşmak istemiyorsa konuşmamalı, gözler görmek istemiyorsa görmemeli, kulaklar duymak istemiyorsa duymamalı..hatta eller istese de dokunmamalı..üstüne gitmemeli artık..hataların hata olarak o küpün içinde kaldığını kabul etmeli, düşünmemeli..bir memeli olarak düşünmek elimde değil ama düşünmeden yapamıyorum..
miras sınavına hazırlanma arifesinde çıkan bir kaç pervasız, kendini bilmez söz,birleştiler ve bana bu cümleleri yazdırarak isyan bayrağını çektiler..sözcükler bile kendi halinde..