12.03.2010

denge(siz)

O gün güzel bi gündü.Yalnız kalmak,bu günün mutluluğunu sadece kendisiyle paylaşmak istedi.Evden çıkarken, çoğu insan gibi dışarıdaki havanın nasıl olduğunu anlamak için oturma odasına doğru gitti ve kafasını camdan çıkardı..Hava serinceydi, atkısını değiştirip, yeni aldığı kalın haki atkıyı kendini boğarcasına boynuna doladı ve nihayet evden çıkabildi. Soğuk suratına ufak çizikler atarak yanından geçiyordu sanki, ama bu his güzeldi.
Caddeye çıkınca aslında yalnız kalmak istemediğini fark edeceğinden emindi.Bir taraftan da kimseyle telefonda konuşmak istemiyordu, "sadece gelsin, karşımda otursun ve hiç konuşmayalım" diye geçirdi içinde.Arayamıyordu,numarasını hala silmemişti,arada sırada telefon rehberini açıp numaraya bakıp,arama tuşuna da basıp akabinde kapama tuşuna basıyordu,bunu genellikle yapar hale gelmişti.Onunla konuşmayı düşünmekten çok,konuşabileceğini düşünmek iyi geliyordu..Bunları düşünürken,sokakta ajandasını çıkardı ve o günün sayfasına şunları yazdı;
"Her şeyin aslında olabilme ihtimalini düşünmek insana iyi geliyor,önümüzdeki bir çok gerçeği bir tarafta yaşayıp, kabullenip; diğer taraftan da olmasını istediklerimizi düşünmek,dengeye mi getiriyor bizi..ya da tam tersine dengesizliğe mi..."