17.05.2010
Her kimse.
Eve her akşam gelişimde "ben geldim!" dedikten sonra, Onun sesini duymak ve duyduğumda, Onun evde olduğuu bilmek hoşuma gidiyor.. Hemen çantamı kapının yanına fırlatıp, ayakkabılarımın bağlarını çözmeden arkalarına basmak suretiyle aceleyle çıkartıp, rahat koltuğumuza kuruluyorum. Evet işte o an! Sanki bütün gün eşek gibi çalışan ben değilim, sanki ilk defa o koltuğa oturuyormuşum gibi heyecanlı bir şekilde O'nun yanına kuruluyorum. Kafamı göğsüne yaslamıyorum, çünkü suratını görmek istiyorum..Ayaklarımı kucağına uzatıyorum, bugünden konuşmaya başlıyoruz. Akşamları O benden biraz daha önce evde oluyor, bunu kıskanmıyorum, çünkü ben eve girdiğimde, kapının kilitli olmamasını, apartmana girerken salonun ışığının açık olduğunu görmeyi ve her zamanki gibi mutfağa girip mutfağın ışığını açık unutmasını seviyorum..Bu rutinleri Onunla yaşamayı seviyorum..Neyse koltuğa geçtim bugünü anlatmaya, onun bugününü dinlemeye, haberleri izlemeye devam ettik..Karnımızda gurultuların gelmesiyle, ben mutfağa yöneldim..Bir kaç bir şey hazırladım ve televizyonun karşısında film izleyip yemeği yedik..Bu güzel bir rutin, bu hissedip yaşamak istediğim, yaşatmak istediğim bir rutin..Eminim O'nun da yaşamak ve yaşatmak istediği bir rutindir.O her kimse..